- eksik
- èksik (jèksik) prid. <indekl.>DEFINICIJAreg. koji je nedostatan, nepotpun, manjkav, načet [eksik mjera = nepotpuna mjera]ETIMOLOGIJAtur.
Hrvatski jezični portal. 2014.
Hrvatski jezični portal. 2014.
eksik — sf., ği 1) Bir bölümü olmayan, noksan, natamam Bu kitap eksik, baş tarafı yok. 2) Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat 3) Az Arada can sıkıntısından doğma kavgalar da hiç eksik değil... R. N. Güntekin 4) is. İhtiyaç duyulan şey Aklı sıra bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik gedik — is., ği Ufak tefek gereksinimler Bu inkılabın hiçbir noktasında eksik gedik bırakmayacağız. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eksik gedik kapamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik etmemek — 1) her zaman bulundurmak Sağ gözünden, güneş vurdukça sağa sola yansıyan tek gözlüğünü eksik etmezdi. A. İlhan 2) her zaman söylemek Bu sözü ağzından eksik etmez … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik olmamak — her vakit ve her fırsatta bulunmak Bir ufak sac mangal, kış yaz önünden eksik olmaz. M. Ş. Esendal Köyde Nevin i sevenler de eksik değildi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik artık — zf. Biraz eksik veya fazla olarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik olmasın — sağ olsun, var olsun anlamında birine karşı hoşnutluk bildiren söz Bir sürü dedikodudan çekindim, eksik olmasın muhtar pek açgözlü değilmiş. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik olsun — 1) gereği yok anlamında kullanılan bir söz Böyle yardım eksik olsun. 2) ölsün! anlamında kullanılan bir ilenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik etek — is., ği, hlk. Kadın … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik çıkmak — tartı veya ölçünün tam olmadığı görülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik gedik kapamak — ufak tefek gereksinimleri karşılamak … Çağatay Osmanlı Sözlük