dìzgīni — dìzgīn|i m mn 〈N dìzgin〉 reg. uzde kojima se upravlja konjem; vođice, vojke ⃞ {{001f}}(držati, pustiti, popustiti) ∼e ekspr. 1. {{001f}}u vladanju i vršenju vlasti davati više ili manje slobode građaninu 2. {{001f}}dosl. popustiti uzde pritegnuti … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
dizginsiz — sf. 1) Dizgini olmayan 2) mec. Aşırı olan, engel tanımayan, ölçüsüz Bir çocuk, bir büyükten daha kuvvetle sevebilir çünkü muhayyilesi daha serbest ve dizginsizdir. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
kula — is. 1) Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu 2) sf. Bu renkte olan (at) Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çetgen — gem dizgini I, 443 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
INAN — (C.: Aınne) Atın dizgini … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KEMC (KEMH) — Atı dizgini ile durdurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MA'BUDİYYET — Mâbud oluş. Kendine ibâdet edilmeğe lâyık olan, ki bu sıfat ancak Allah a mahsustur. Uluhiyyet.(İşte şu vaziyette bir insana hakiki ma bud olacak; yalnız, her şeyin dizgini elinde, her şeyin hazinesi yanında, her şeyin yanında nâzır, her mekânda… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük