pişman — sf., Far. peşīmān Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller pişman etmek pişman olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pişman etmek — pişman olmasını sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pişman olmak — yaptığı bir işin yanlış veya uygunsuz sonuç verdiğini anlamak Aceleciliğinden ötürü pişman oldu ama verdiği sözden geri dönmek huyu yoktu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğduğuna pişman olmak — anasından doğduğuna pişman olmak Doğduğuma pişman olacak kadar sıkıntı çektim. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bin pişman olmak — çok pişman olmak Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğduğuna bin pişman — anasından doğduğuna bin pişman … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğduğuna pişman etmek — anasından doğduğuna pişman etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
anasından doğduğuna bin pişman — 1) çok tembel, üşengeç 2) canından bezmiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
anasından doğduğuna pişman etmek — (birini) çok eziyet etmek, çok üzmek, bezdirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
anasından doğduğuna pişman olmak — çok eziyet görmek, çok üzülmek, bezdirilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük