- koltuk
- kòltuk m <N mn -uci>DEFINICIJAreg.1. naslonjač, kanape2. mali jastukETIMOLOGIJAtur.
Hrvatski jezični portal. 2014.
Hrvatski jezični portal. 2014.
koltuk — is., ğu 1) Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. H. E. Adıvar 2) Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye Ta yan beline kadar gömüldüğü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk değneği — is. 1) Ayak ve bacakları sakat olanların yürürken koltuklarıyla dayandıkları uzun değnek ... koltuk değneğine dayana dayana bacağını sürüyor. P. Safa 2) mec. Başkalarınca sağlanan yardım … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk altı — is. 1) Kolun omuzla birleştiği yerin altındaki çukurluk 2) mec. Kayırma … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk düşkünü — sf. Mesleğinden veya yaptığı işten çok, bulunduğu makamı gözeten (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk gözü — is., bit. b. Sürgün ve genç dalların yaprak saplarının koltuğunda bulunan tomurcuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk kapısı — is. Evlerde büyük kapıdan başka küçük hizmet kapısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk kavgası — is. Bir makama oturmak için kişilerin birbirleriyle yaptıkları mücadele … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk meyhanesi — is. İşlek semtlerde, yol üzerinde bulunan, az mezeyle ayaküstü içki içilen ucuz meyhane … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk çıkmak — desteklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuk vermek — 1) (birine) yüzüne karşı övmek, pohpohlamak 2) mec. (birine) koltuklamak … Çağatay Osmanlı Sözlük