kàpak — m 〈G pka, N mn pci, G kȃpākā〉 1. {{001f}}anat. kožno tkivo koje prekriva oči ljudima i životinjama; vjeđa 2. {{001f}}a. {{001f}}krilo na prozoru b. {{001f}}ono što zatvara, a učvršćeno je i čini cjelinu (lule, manjeg prozora i sl.); zaklopac ✧… … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
kapak — is., ğı 1) Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar. R. H. Karay 2) Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça Dolap kapağı. 3) Kitap, defter vb.nin en… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak bıçkıcısı — is. Kapak bıçkısında çalışan işçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak kızı — is. Resimli dergilerin kapak resimleri için poz veren genç kız … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak takımı — is. Alafranga tuvaletin üstündeki kapak, oturak ve vidaların bütünü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak yıldızı — is. Resimli dergilerin kapak sayfaları için fotoğrafı çekilen ünlü kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak atmak — (bir şey) aşırı, tıka basa dolmuş olmak Elbise dolabı kapak atıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak — gataye, serpoş, örtü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapak — göz kapağı, I, 382 kızın kızlığı, bekâret. I, 382 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kapak bıçkısı — is. Kaba tahtaları boylamasına biçen ve düzelten, birkaç testereli bıçkı tezgâhı … Çağatay Osmanlı Sözlük