- oturak
- òturak m <G -ūrka, N mn -ūrci>DEFINICIJAreg.1. ono na čemu se sjedi, podložak za sjedenje; podmetač (na stolici itd.)2. stražnjica, čmarETIMOLOGIJAtur.
Hrvatski jezični portal. 2014.
Hrvatski jezični portal. 2014.
oturak — is., ğı 1) Oturulacak yer veya şey 2) Alçak iskemle 3) Bir şeyin yere gelen tarafı, taban 4) Ördek 5) İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti 6) Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm 7) sf. Bacaklarında veya başka bir yerinde,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oturak kündesi — is., sp. Güreşte bir elin arkadan iki bacak arasından, ötekinin de önden getirilerek kasık üzerinde kilitlenmesi biçimindeki kündeleme Biraz savaştıktan sonra bir oturak kündesiyle çocuğu yere vurdum. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
oturak — iskemlenin küçüğü … Beypazari ağzindan sözcükler
oturak âlemi — is. Anadolu nun bazı yörelerinde, sadece erkeklerin katıldığı, kadın oynatılan içkili toplantı … Çağatay Osmanlı Sözlük
götü hiç oturak görmedi — hiç oturmayan … Beypazari ağzindan sözcükler
laylon — oturak … Beypazari ağzindan sözcükler
AS'ASE — Oturak yerin yumuşağı. * Helâk olmak. * Fesâd etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÜHKÜM — Oturak yeri kemiği … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REMAZE — Oturak yeri. * Zina eden kadın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REMMAA — Oturak yeri. * Çocukların başındaki oynak yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük