násip — m pojas zemlje, betona i drugih građevnih materijala nasut i izdignut nad razinu vode ili tla [∼ protiv poplave; obrambeni ∼; potporni ∼; željeznički ∼] … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
năsip — NĂSÍP s.n. v. nisip. Trimis de LauraGellner, 22.06.2008. Sursa: DEX 98 … Dicționar Român
nasip — is., bi, Ar. naṣīb 1) Birinin payına düşen şey 2) Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey Türk e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz. A. Gündüz 3) Kısmet, talih, baht Tembellerin nasibi aç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nasíp — a m (ȋ) nasut in utrjen pas zemljišča: če bi nasip popustil, bi prišlo do katastrofe; graditi, utrjevati, zviševati nasipe; višina, vznožje nasipa; nasipi in rovi / cestni, železniški nasip; reka izpodkopava obrambne nasipe … Slovar slovenskega knjižnega jezika
Nasip Naço — Member of the Albanian parliament Incumbent Assumed office 2009 Personal details Political party Socialist Movement for Integration Nasip Naço is an … Wikipedia
nasip olmak — 1) fırsat düşmek, elvermek Acaba İstanbul u bir daha görmek nasip olacak mı? H. E. Adıvar 2) mutluluk veren güzel şeylere erişmek, ulaşmak, kavuşmak Hiçbir erkeğe nasip olmadığını iddia edeceğim hayat, hep kaçamaklarla dolu idi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
nasip etmek — 1) fırsat vermek 2) eriştirmek Allah bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
NASIP — National Aviation Safety Inspection Program (Governmental » Transportation) … Abbreviations dictionary
nasıp — is., sbı, esk., Ar. naṣb Atama Birleşik Sözler nasbetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nasip almak — 1) Bektaşilikte tarikata girme töreni yapılmak 2) yararlanmak, kısmetine düşeni elde etmek Konaktaki hamamlardan halayıklar, hizmetçiler de nasiplerini alırmış. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük