maroken

maroken
maròkēn m <G marokéna>
DEFINICIJA
crno obojena glatka kozja koža štavljena biljnim ekstraktima; koristi se za izradu finijih odjevnih predmeta [od marokena]
ETIMOLOGIJA
fr. (crêpe) marocain: marokanska koža, prema Maroku (S Afrika)

Hrvatski jezični portal. 2014.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • marokén — a m (ẹ̑) usnj. tanko kozje ali ovčje usnje, strojeno z rastlinskimi strojili in obarvano: črn, rdeč maroken; čevlji, škatla iz marokena ◊ tekst. krep maroken ripsasta tkanina za ženske obleke in podlogo, navadno iz svile; neskl. pril.: v maroken …   Slovar slovenskega knjižnega jezika

  • maroken — is., Fr. maroquin 1) Fas ta işlenen yumuşak bir çeşit keçi derisi 2) Üzerine benekler basılarak marokene benzetilen koyun derisi 3) sf. Bu deriden yapılmış veya bu deriyle kaplanmış Garp cephesi kumandanıyla maroken bir kanepede yan yana… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • maroken — is. <xüs. is. dən> Kitab cildi üçün material; qumaş …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iskemle — is., Rum. 1) Arkalıksız sandalye İskemlelerin maroken minderlerinden kendime yatak yapıyordum. Ç. Altan 2) Üstüne sigara tablası, çiçek vazosu vb. konulan küçük masa 3) Sandalye Verilen iskemleleri, ısmarlanmak istenen kahveleri reddetti. R. N.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaplı — sf. 1) Kaplanmış olan Çantasından çok sayfalı maroken kaplı küçük bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) Kabı olan 3) Ciltli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • marokenci — is. Maroken eşya yapan kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • marokencilik — is., ği Maroken deriden çeşitli eşya yapma sanatı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • porselen — is., Fr. porcelaine 1) Kaolinden yapılma, beyaz, sert ve yarı saydam çömlek hamuru 2) sf. Bu hamurdan yapılmış (tabak vb.) Maroken bir koltuğa uzanmış, beyaz porselenden bir pipoyu içiyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • son derece — sf. Pek çok, çok fazla Numaralı maroken koltukları, yataklı vagon gibi önceden kiralanan lüks otokarlardan, minimini kaptıkaçtılara kadar son derece zengin çeşitler. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”