fakat

fakat
fȁkat[b] (I)[/b] (fȁkt)
DEFINICIJA
1. m <G -kta, N mn fȁkti, G fàkātā> razg. činjenica, činjenično stanje, ob. u: [to je fakat = to je činjenica; to su fakti = to su činjenice]
2. čest. (u dijaloškoj situaciji na riječi sugovornika u slaganju s rečenim) [[i]A: Suočeni smo s katastrofom B: (Da) fakat[/i]]
3. fil. ono čemu se ne može osporiti postojanje niti ga se može različito tumačiti
ETIMOLOGIJA
lat. factum: ono što je učinjeno; djelo, postupak ← facere: činiti

Hrvatski jezični portal. 2014.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • fakat — fȁkat [b] (II)[/b] pril. DEFINICIJA zaista, doista, uistinu [to je fakat tako] ETIMOLOGIJA vidi fakat[b] (I)[/b] …   Hrvatski jezični portal

  • fakat — bağ., Ar. faḳaṭ Yalnız, ancak, ama, lakin Ellilik, kır saçlı fakat dinç, okkalı bir adam bağırdı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fakat — (A.) [ ﻂﻘﻓ ] ancak, yalnız …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • FAKAT — ( Fa ile kat dan müteşekkil) Hemen, yalnız, ancak, yeter, bes, gerçi, her ne kadar, lâkin, amm …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Souad Hosni — on 1972 Données clés Nom de naissance Souad Hosni mhamad ali kamil al baba Naissance 26 janvier …   Wikipédia en Français

  • ADEM — Yokluk, olmama, bulunmama. * Fakirlik. (Vücudun zıddı)(Bir zaman küçüklüğümde hayalimden sordum: Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki, fakat âdi ve meşakkatli… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • AKS-ÜL AMEL — İstenilen şeyin zıddı hasıl olması. Tersine oluş. (Reaksiyon) * Edb: Edebi san atlardandır. Bir cümle veya mısrânın altını üstüne getirmekle, başka bir cümle veya mısrâ yapmaktır. Pertev paşanın: Her düzün bir yokuşu, her yokuşun bir düzü var.… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜNEKKİD — Tenkid edici. Kötüyü iyiyi ayıran ve onları söyleyen, kusurları söyleyen.(Her sözün doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değil... Her söylediğin hak olmalı, fakat her hakkı söylemeğe senin hakkın yok. M …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜTEMERRİD — İnatçı, ısrar eden, dik kafalılık eden. Kibirlilik eden.(Dine muhalif felsefeden tam ders alan, bir firavun olur. Fakat en hasis şeye ibadet eden ve menfaat gördüğü her şeyi kendine rab telâkki eden bir firavun u zelildir. Hem mütemerriddir.… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • SARFE MEZHEBİ — Kur an ı Kerim in mu cize olduğuna dair ikinci mercuh bir mezheb ismi.(İ caz ı Kur an da iki mezheb var. Mezheb i ekser ve râcih odur ki, Kur an daki letaif i belâgat ve mezaya yı meâni, kudret i beşerin fevkindedir.İkinci mercuh mezheb odur… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”